Ertesi günler hava ve deniz yine yaptı yapacağını, sayesinde dalışlara diyecek yok! Tünel-Göbektaşı arasındaki güçlü akıntıya karşı palet vursak da görmediğimiz canlı kalmadı; her delikten bizi selamlayan mığrılar, kayaların altına gizlemiş böcekler ve kocaman bir ıstakoz ile yavrusu :) hatta teknemizin altından ayrılmayan vatoz! Tam 1 saat süren dalışımızın ardından gece sohbet muhabbet gırla, yine Erikli gecelerine devam..
Gecenin yorgunluğundan sonra yeni dostların araçlarında köy evimize dönerken çalan şarkılar kazındı aklıma...
Her yolculuk bir şarkıdan ibaret değil midir aslında? Şarkıyı tekrar tekrar dinlediğinizde, gözlerinizi kapattığınızda sanki yine o araçta gitmeniz gereken yere gidiyor gibi hissetmez misiniz? Aralık camdan gelen esintiyi yüzünüzde hisseder, o gün yaşadıklarınızı yeniden yaşamaz mısınız? Sonra şarkıyı mırıldanmaya başlarsınız:
"When the routine bites hard
And ambitions are low
And the resentment rides high
But emotions won't grow
And we're changing our ways
Taking different roads
Then love, love will tear us apart again..."
"Sunrise, Sunrise
Looks like morning in your eyes
But the clock's held 9:15 for hours.."
30 Ağustos hafta sonu bütün yaz ihtiyacım olan her şeyi sundu bana.. Eğlence, huzur, güzel dalışlar, yeni dostlar...
Katkıda bulunan herkese sonsuz teşekkürler :)
No comments:
Post a Comment